Rivayete göre bir akşam Rolex Yönetim Kurulu Başkanı André J. Heiniger bir davette masada oturup sohbet ederken yakın bir arkadaşı gelip selam vermiş ve “Saat işi nasıl gidiyor?” diye sormuş. Heiniger “Bilmiyorum” diye karşılık vermiş, bunun üzerine masada bir sessizlik olmuş. Akıllardan tuhaf sorular geçerken Heiniger sözünü bitirmiş: “Rolex saat işinde değil, biz lüks sektöründeyiz.”
Rolex, maddi güç ve özgüven göstergesi kabul edilen ve çoğu insanın ilk öğrendiği lüks saat markasıdır. İngiltere’de kurulsa da 1919’dan bu yana İsviçreli olan Rolex tüm zamanların en başarılı yüksek saatçilik markaları arasında ilk sırada gelir ve başka markalar için de ilham verici modelleriyle ünlüdür.
Rolex’in kurucusu Hans Wilsdorf (1881-1960) stratejik pazarlama konusunda bir dehaydı, vizyon sahibi bir lider olduğu için de gazetelere ve dergilere verdiği kışkırtıcı ilanlarla tüketicilerin ilgisini çekti. Submariner, Datejust, Day-Date, GMT-Master, Milgauss ve Explorer gibi tüm zamanların en ikonik saatleri Hans Wilsdorf döneminde ortaya çıktı. Kültüre, sanata, spora ve müziğe her zaman destek veren Rolex her kesimden insanın ve saat meraklılarının en saygı duyduğu markalardan biri oldu.
Teknik açıdan kar amacı gütmeyen bir hayır kurumuna bağlı olarak faaliyet gösteren Rolex’in İsviçre saat endüstrisindeki payı %30 ile en yakın rakibinin (Cartier) dört katıdır. Tabii bu başarı nedensiz değil: Bir Rolex saatine verilen ilk İsviçre kronometrik hassasiyet sertifikası (1910) sonrasında denizcilik sektörü dışında verilen ilk kol saati kronometre sertifikası alarak (1914) tarihe geçen Rolex ilk su geçirmez kol saatini (1926) ve 360 derece dönen rotora sahip ilk otomatik kol saatini de (1931) üretti. (Rotor; kol hareketiyle dönerek zembereğin enerji biriktirmesini sağlayan genellikle yarım daire biçiminde metal bir ağırlıktır.) Ayrıca su altındaki süreyi ölçmek için döner bezele (çerçeve) sahip ilk dalış saati (1953), marka kimliğinin bir parçası olan kendine özgü ilk bilezik modeli ve ilk gün ve tarih göstergeli saat (1956) yine Rolex imzasını taşır.
Bu arada Rolex sanılanın aksine 2004’e kadar yekpare bir kuruluş değildi. Borer ailesine ait mekanizma üretim tesisini 2004’te 1 milyar CHF karşılığında satın alan Rolex yönetimi aynı dönemde kurma kolu üreticisi Boninchi, kadran üreticisi Beyeler ve bilezik üreticisi Gay Frères gibi uzun yıllardır birlikte çalıştığı diğer tedarikçilerini de satın alarak bir bütünlük sağladı. Rolex ilk kez 2009’da tasarımdan son parçaya kadar her şeyi kendi bünyesinde inşa eden entegre bir üretici haline geldi.
Rolex bir yandan reklam kampanyalarıyla hep göz önünde dururken öte yandan çok gizemli, ser verip sır vermeyen ketum bir markadır. Şirket ve kendi mahremiyetlerine önem veren Rolex yöneticileri özel hayatlarıyla hiç gündeme gelmez, en tepedeki isim bilinir ki zaten yüzyılı aşan tarihinde markanın sadece altı tepe yöneticisi olmuştur.
Rolex basın duyuruları dışında sessiz kalmasıyla ünlüdür. Daytona gibi popüler bir Rolex modeline sahibi olmanın kolay olmayışı ve bilgi akışının sınırlı oluşu nedeniyle zamanla Rolex’e fanatizm derecesinde bağlı bir tüketici kitlesi oluştu. Öyle ki bu çevrelerde bir modeldeki milimetrenin onda biri ölçüsündeki bir değişim veya saniye ibresindeki ufacık bir renk farklılığı bile heyecan uyandırıcı büyük bir olay haline dönüşebiliyor. Rolex meraklılarının bu coşkulu tavrı başka markalarda pek görülmez.