İstanbul’un fethinden itibaren kayıtlara geçen 1510 tarihinde ilk büyük yangın nedeniyle binlerce insan canından oldu. Şehrin yapısını bir çok kez değiştiren bu afetlerde yüz binlerce yapı da küle döndü.
İstanbul, tarihinin eski dönemlerinden beri farklı yangınlar ile baş etmek zorunda kalmış ve bir çok kez bu yangınlar nedeniyle harabeye döndü. O dönemlerde neredeyse her iki yılda bir bu yangınlar ile boğuşan şehir uzun mücadeleler verdi.
Su ve söndürme araçlarının bulunmaması, binalarının çoğunun ahşap olması ve birbirine bitişik sokaklardan oluşacak şekilde düzenlenen şehir; bir uçta başlayan yangın şehrin diğer ucuna kolay bir şekilde ulaşabiliyordu.
İstanbulun fethinden sonra kentte yaşanmış ve bilinen büyük yangınları sizler için derledik:
1633’teki Cibali yangınında şehrin beşte biri harap oldu
Kayıtlara geçen ilk İstanbul yangını 1510 yılında yaşandı. Kentin bir mahallesinden Balat’a, oradan Bahçekapı’ya ulaşan yangında 800 dükkan kül oldu.
Fetih ardından kayıt altına alınan 1539 yangını ise şehrin gördüğü ilk büyük yangın oldu. Sur dışında bulunan zindan etrafındaki zift ve katran dükkanlarının birinde başlayan yangın, 700 civarından mahkûmun yaşamını yitirmesine neden oldu.
Şehir tarihinin en büyük yangınlarından biri de 1633 tarihinde Cibali yangını olarak kayıtlara geçti. Cibali kapısında bir gemi kalafatlanırken yakılan ateş sonucu çıkan ve rüzgârın da etkisiyle evlere sıçrayan yangın kısa bir süre içerisinde büyük bir felakete neden oldu. Katip Çelebi’ye göre, 3 gün süren bu yangında şehrin yüzde 20’si harap oldu.
1629 yılında Balatkapı dışındaki mumhaneden çıkan yangın ise yine aynı şekilde rüzgarın etkisiyle suriçine sıçrayarak sabaha kadar Balat’ı kül etti. Çukurbostan’a kadar ilerleyen alevler Fener ile Çukurbostan arasını kül etti.
Balıkpazarı’nda 1688’de çıkan ve Haliç kıyılarına kadar ulaşan başka bir yangında ise 1500 ev, 5 bin dükkan ve iş yeri kül oldu.
Büyük İstanbul Yangını’nda 2 bin 700 ila 4 bin civarında insan öldü
Kaynaklara “Harik-i Kebir” olarak geçmiş 24 Temmuz 1660 tarihli Büyük İstanbul Yangını, günümüze kadar İstanbul’un gördüğü yangınlar arasında en büyüğüydü.
İkindi zamanı Odunkapısı ve Ayazmakapısı bölgelerinin ortasında bulunan Ahi Çelebi Cami’nin yakınında bir sandıkçı dükkanından çıkan yangın Unkapanı’nda suriçindeki keresteci dükkanlarına, oradan Ağakapısı, Süleymaniye, Eski Saray, Beyazıt ve Fatih’e, bir koldan Yeniçeri Odaları, Molla Gürani ve Davutpaşa’ya, bir yandan Tahtakale, Yahudi mahalleleri, Kapalıçarşı çevresi, Mahmutpaşa ve Hocapaşa’ya ve bir koldan da Atmeydanı, Kadırga Limanı, Kumkapı, Nişancı ve Samatya’ya kadar ilerledi.
Müdahaleye yangının çıkışından itibaren başlanmasına rağmen şiddetli rüzgarların yardımı ile yayıldı ve şehrin üçte ikisini küle döndürdü. 49 saat süren yangında, 2 bin 700 ila 4 bin civarında insan hayatını kaybetti, çok sayıda ev harap oldu, 120 saray ve konak, 40 hamam, 360 cami ve mescit, yüzden fazla mahzen, birçok medrese, tekke ve kilise yandı.
1692 yılında Ferrah Kethuda Cami çevresinde bir hallaç dükkanında başlayan bir başka yangında da 1500 ev ve iş yeri yanmıştı.
Kentteki üçüncü büyük yangın ise 2 gün devam etti
Yangınla mücadele dönemi ise Osmanlı Devleti döneminde Yeniçeri Ocağı’na bağlı olan Tulumbacı Ocağı ile 1700’lerin başında başlamış oldu.
1633 ve 1660 tarihlerine büyük yangınlardan sonra üçüncü büyük yangın da 17 Temmuz 1718 tarihinde Cibali Tüfekhanede çıktı. Unkapanı’na kadar ilerleyen yangın saçaklanarak kısa bir süre içerisinde şehrin iç kesimlerine yayıldı, 2 gün 2 gece devam etti. Bazı semtlerde camilere sığınan insanlar ise dumandan etkilenerek hararet ve dumandan boğuldu.
1729 yılında Balatkapı dışında bulunan bir manavda çıkan bir başka yangın tekrardan rüzgar ile büyümüş Fener’den Ayvansaraya kadar ulaşarak Tekfur Sarayı’nın çevresini kül etmiş, İstanbul’un yaklaşık 8’de birini harabeye döndürmüştü.
Dönemin önemli yangınlardan bir başkası olan 1741’deki Ayasofya yangınından; 200 dükkan, 1746’daki Fener yangınından 800 ev, Samatya yangınından 200 ev, 1750 Üsküdar yangınından 100’den fazla ev, 1752 Langa-Aksaray yangınından 500 dükkan ve 1500 ev etkilendi.
6 Temmuz 1756 tarihinde çıkan başka bir yangın, Saraçhane üzerinden Aksaray’a kadar uzanırken, yangında 70 hamam, 580 değirmen ve fırın, 10 han, 200 cami ve mescit, 1000 dükkan, 800 mesken küle döndü.
21 Ağustos 1782 tarihinde ise 65 saat süren ve bıraktığı etkiler anlamında İstanbul’un gördüğü en büyük afetlerden birisi olan yangın Haliç kıyısındaki Sultan Selim Cami ile Karagümrük ve Hazine-i Şerif arasında kalan 7 bin binayı kül etti.
Dörtyol çevresinde 1812’de bir evde başlayan ve kısa süre içerisinde birçok yeri saran yangın, bir yandan Tekfur Sarayını, diğer yandan ise Balat Hamamı ve civarını etkilemiş, Eyüp yönüne ilerledikten sonra Zalpaşa İskelesinde etkisi kesildi.
Belediye tulumbacıları dönemi
Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması ile Tulumbacı Ocağı da 1826 yılında kaldırıldı. Bu tarihten itibaren yangın söndürme sorumluluğu belediyelere devredildi. 1826-1874 yıllarını kapsayan bu dönem içerisinde 36 önemli yangın kayıtlara geçti.
1855 ile 1872 arasında çıkan yangınlarda; Aksaray’da 748, Haliç’te 200, Kadıköy’de 250, Beyoğlu Sakızağacı’nda 209, Unkapanı’nda 600, Fener’de 1100, Küçükmustafapaşa’da 242, Ayvansaray’da 219, Kasımpaşa’da 526, Hocapaşa’da 1007, Kumkapı’da 1903, Balat’ta 500, Uzunçarşı’da 220, Edirnekapı’da 305, Kuzguncuk’ta da 591 bina kullanılamaz hale geldi.
Beyoğlu ve Karaköy tamamen yandı
5 Haziran 1870 tarihinde, Beyoğlu’nda ahşap binaların bulunduğu Feridiye Sokak’ta bulunan bir evde çıkan yangın rüzgarın yardımı iler yayıldı. Yangın Macar ve Tarlabaşı’ndan Taksime kadar ilerledi. Alevlerin bir kısmı
Söndürme çalışmaları büyük bir güçlük ile sürdürüldü. Ciddi ve gayretli bir şekilde gerçekleştirilmesine rağmen semtin büyük bir kısmının yanmasının önüne geçilemedi.
Askeri itfaiye dönemi yangınları
Yangın söndürme görevinin askeriyeye devredildiği, 1874-1923 yıllarında kentte 50 ila 7 bin 500 binayı etkileyen birçok yangın meydana geldi.
85 önemli yangının gerçekleştiği bu dönemde, 1874’te Samatya’da 687, Üsküdar’da 365, 1880’de Ortaköy 414, 1885’te Hasköy’de 297, 1887’de Arnavutköy’de 264, 1890’da Pendik’te bin 200, Aksaray’da 200, 1891’de Keresteciler’de 316, 1898’de Büyükdere’de 263, 1903’te Kartal’da bin 121, 1908’de Çırçır’da bin 500, Yedikule’de 207, 1911’de Aksaray’da 2 bin 400, Balat’ta 334, 1912’de Ayasofya’da 885, 1913’te Halıcıoğlu’nda 221, 1916’da Hasköy’de 267, 1917’de Kumkapı’da 296, 1918’de Üsküdar’da 230, Vefa’da 500, 1919’da Kasımpaşa’da 381, Kuruçeşme’de 403, Edirnekapı’da 570, 1921’de Üsküdar’da 600 bina yandı.
Osmanlı döneminin son büyük yangınında 7 bin 500 ev kül oldu
10 Haziran 1918 tarihinde büyük bir yangın çıktı. Küçükmustafapaşa’dan Samatya’ya kadar suriçini etkisi altına alan yangında, 7 bin 500 yapı etkilendi.
Bu yangın Osmanlı döneminin son büyük yangını olarak kayıtlara geçti.
Cumhuriyet dönemi yangınları
Cumhuriyet döneminde, Osmanlı döneminde çıkan yangınlara göre daha az hasar ve can kaybı oldu. Teknolojinin iyileşmesi ve binalarda yangına dayanıklı malzeme kullanılması ile hasar oranları düştü. Cumhuriyetin ilan edildiği dönemde ise yangınlar en çok kilise, cami, köşk, han ve iş yeri gibi mekanlarda görüldü.
Üsküdar Valide-i Atik’te 25 Ağustos 1927’deki yangında 201, 22 Ocak 1929’da Beyoğlu Tatavla’daki (Kurtuluş) yangında 207 bina etkilenirken, 3 Aralık 1933’te çıkan yangında Sultanahmet Adliye Sarayı yandı.
10 Ekim 1943’te çıkan yangında 202 bina etkilenirken, 26 Kasım 1954 tarihinde meydana gelen “Kapalıçarşı Yangınında” 1364 dükkan yandı.
6 Ocak 1959’da Sirkeci’de bulunan Ankara Caddesi’nde çıkan bir başka yangında ise 38 kişi hayatını kaybetti, 42 kişi yaralandı. Yangında 6 bina yıkıldı, 2 bina ise kısmen yandı.
2 Mart 1966 tarihinde Karaköy-Kadıköy Vapur İskelesi’nde çıkan yangın, Rus bandıralı Lutsk motor tankeri ile Krosnta Oktııabr gemisinin Dolmabahçe önlerinde çarpışması sonucu denize dökülen 3 bin ton ham petrol nedeniyle meydana geldi. Ynagında Kadıköy isimli vapur, Stgeorge isimli İtalyan yolcu gemisi, Kadıköy iskelesi, Karaköy Köprüsü altında bulunan dükkan ve restoranlar tahrip oldu. Kadıköy vapurunda bulunan 1 kişi yaşamını yitirdi.
Haydarpaşa Limanı açıklarında 15 Kasım 1979 tarihinde Romanya bayraklı petrol yüklü tanker Independenta ile Yunan bayraklı Evriyali yük gemisinin çarpışması sonrası çıkan yangında 43 gemi mürettebatı hayatını kaybetti. 27 gün süren yangında 75 bin ton ham petrol denize dökülerek çevre felaketine neden oldu.
Laleli’deki 2 ayrı otel yangınında 53 kişi öldü
Laleli’de bulunan Washington Otel’de 1983 yılında çıkan yangında, 36 kişi yaşamını yitirdi, 59 kişi yaralandı.
25 Aralık 1991 tarihli Bakırköy Cevizlik Mahallesi’nde bulunan bir mağazada çıkan yangında 11 kişi hayatını kaybetmmiş 19 kişi ise yayınlanmıştı.
17 Kasım 1996’da Lale’deki başka bir otelde çıkan yangında 17 kişi hayatını kaybetti.
Göztepe’de bulunan Mavi Çarşı’da 13 Mart 1999’da meydana gelen yangında 12 kişi hayatını kaybetti, 3 kişi ise yaralandı.
İstanbul’un tarihi yapılarındaki büyük yangınlar
Beşiktaş yangını
Beşiktaş Belediyesi sınırları içinde kalan, Gayrettepe’de bulunan, bölgenin en büyük eğlence mekânı olan ve “eski Discorium” olarak da bilinen ‘Masquarade’ adlı gece kulübünde çıkan yangında 29 kişi hayatını kaybetti, 7’si ağır 8 kişi yaralandı.