Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, Şırnak Üniversitesi Genel Sekreteri Mustafa Cabir Altıntaş’ın kendisine yönelik açıklamalarına tepki gösterdi. Cübbeli Hoca, FETÖ’nün İsmailağa’yla birlikte hareket ettiği belirterek İsmailağa’dan kendisini ihraç ettirenin FETÖ olduğunu söyledi.
20 Nisan’da Youtube kanalında “Gündem Özel” yayını yapan Cübbeli, Mustafa Cabir Altıntaş’a ait olduğu ileri sürülen sosyal medya paylaşımlarıyla ilgili konuştu. Cübbeli, paylaşımlarda Altıntaş’ın, kendisini tehdit ettiğini belirtti.
“FETÖ’CÜLER ÖLECEĞİMİ SANIP ÇOK SEVİNDİ”
Cübbeli, Mustafa Cabir Altıntaş’ın paylaşımlarının, İsmailağa cemaatinin kendisine yönelik açıklamalarıyla yakın zamanlı olmasına dikkat çekerek şunları kaydetti:
“Bu adam 2022-2023 Şırnak Valisi’yle, yeni Vali’yle fotoğrafı var. Bunlar FETÖ’cü. Vali Bey bilmeyebilir, ben suçlamam. Adam ortalıkta konferanslar veriyor. UMAD’ın (Uluslararası Müslüman Alimleri Derneği) konferanslarına gidiyor.
“Ben 25 Mart’ta hastaneye düştüm. FETÖ’cüler öleceğimi sanıp çok sevindi. Bu gizli Facebook profilinde şunu yazmış:
“Cinnetli Ahmet denen münafık kalp krizi geçirmiş, tez zamanda mefta olduğu haberini de almak nasip olur inşallah. Sen bizlerin adını ağzına aldıkça başına daha neler gelecek neler göreceksin. İsmailağa’yı da senden kurtaracağız, az kaldı cemaatten def’u ref edilmene. İsmailağa münafık Cübbeli Ahmet’ten temizlenmedikçe düzelmeyecek dedik korkuttuklarını sonunda ikna ettik. Senin Hayder’den Şırnak’a uzanan dilini nasıl kopartacağız yakında göreceksin. Sen sana yaptığımız uyarıları anlamayacak kadar ahmaksın. Yıllarını verdiğin İsmailağa’dan güzel bir darbe yemene, cinnetler geçirmene sayılı günler kaldı Cübbeli Ahmet efendi.”
“‘İsmailağa’dan kovulmana sayılı günler kaldı’ diyor 25 Mart’ta. Bundan 2 gün sonra, 27 Mart’ta şunları yazıyor:
“İsmailağa’dan beklenen açıklama geldi, münafık Cübbeli Ahmet İsmailağa’dan def’u ref edilmiştir. Şırnak’a kadar uzattığın dilini kopartacağız demiştik. İsmailağa’dan dışlanman yetmez def edilmen gerek demiştik, öyle de oldu. Sonunda defedildiğini duyuran resmi açıklamayı da yaptılar. Ey cübbeli Ahmet, yıllarını verdiğin cemaatinden seni defettirecek adamlara çattın, kafana vura vura öğretiyoruz, öğreteceğiz. Cübbeli Ahmet bu saatten sonra artık Cinnetli Ahmet olmuştur. 2000 yılında Bayrampaşa Cezaevinde ona yapılan teklifi reddettiğinde zaten kaybedenlerden olmuştu bu Cinnetli Ahmet. Kaderin cilvesine bak ki Cübbeliye o ikazı ve teklifi de yapan da bizim gibi akademisyendi. Cinnetli Cübbeli Ahmet kendisine yapılan ikazı ve karşısına aldığı gücü anlamanın bedelini ödüyor. Bu Cübbeli yakında ibret-i alem olacak. Seyredelim görelim.”
Sonra bu Mustafa Cabir Altıntaş Facebook’ta üçüncü bir paylaşım yapıyor. 30 Mart’ta sadece arkadaşları görecek şekilde şöyle paylaşım yapmış:
“Cübbeli Ahmet bir kez daha cinnet geçirecek. İsmailağa’nın ağır topları kamera karşısına geçerek resmen Cübbeli Ahmet’i İsmailağa cemaatinden ihraç etmişlerdir. Dilin Şırnak’a uzatırsan, bizim üniversiteden ihracımızı istersen seni böyle ihraç ettiririz yıllarını verdiğin cemaatinden. Cinnetli Cübbeli resmen kovulmuş şeytanlardan olmuştur. Bizimle olanlara, bizden olanlara selam olsun.”
“SİZE DE FETÖ’CÜLERE DE LANET OLSUN”
Cübbeli, İsmailağa’da FETÖ’yle birlikte hareket edenlere lanet okuyarak şunları söyledi:
“Lanet olsun, size de sizinle olan FETÖ’cülere de teröristlere de diyalogculara da diyorum” ben de. Kardeşlerim büyük bir Dinlerarası Diyalog çalışması var. Robotlaşmaya bağlı rabıtaya döndürülmesi bu gerçekleştirilmek isteniyor. Bu Mahmut Eren’le tartışan arkadaş zaten açıkça söyledi. ‘Ben FEM dershanelerinde okuyorken, 2009-2010’da, senin Dinlerarası Diyalog sohbetlerinden şuurlandım’ dedi. Mahmut Eren bir kere bile inkar edemedi. Diyemez.
“Artık şu kararı da verelim. Mahmut Eren’in medreselerine talebe verilmemeli. Hasan Efendi’ye rabıta yapılır diyenlerin sohbetlerine gidilmemeli, talebe verilmemeli. Ben böyle dedim diye Nedim Hoca, ‘Cübbeli’nin yaptığı rabıta değil İslam’ı yıkmaktır. Medreseleri yıkıyor.’ diyor. Ben ‘Medreselere vermeyin demedim. Rabıtayı bozduran medreselere vermeyin’ dedim.”