Türkiye’nin Kuveyt Büyükelçisi Tuba Nur Sönmez, Kuveyt Emiri Şeyh Mişal El-Ahmed El-Cabir Es-Sabah’ın bugün Türkiye’ye yapacağı ziyarete ve Türkiye ile Kuveyt arasındaki ilişkilere dair AA muhabirine değerlendirmede bulundu.
Kuveyt Emiri Şeyh Mişal’ın ziyaretinin “tarihi” olduğunu vurgulayan Sönmez, Emir’in göreve yeni geldiğini, ilk önce Suudi Arabistan gibi komşu Körfez ülkeleriyle başlayan nezaket ziyaretlerinde bulunduğunu ifade etti.
Sönmez, Emir Şeyh Mişal’in Arap ülkeleri haricinde ilk ziyaretini Türkiye’ye yapacağına dikkati çekerek “Bu (ziyaret) hem bizim için hem bölgeye hem dünyaya küçük bir mesaj. Bu yıl 60. yıl dönümünü kutladığımız Kuveyt ile Türkiye arasındaki ilişkilerin ne kadar köklü, güçlü, muazzam ve gelecek vadeden bir zeminde olduğunu gösteriyor.” diye konuştu.
Tarihi olarak Kuveyt’le hem devlet düzeyinde ilişkilerin hem de halklar arası dostluk ve işbirliğinin muazzam seviyede ilerlediğine işaret eden Sönmez, bu noktada iki ülke liderliğinin kilit rol oynadığını belirtti.
Sönmez, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Kuveyt Emiri Sabah’ın liderlikleriyle ülke ilişkilerine bulunduğu katkının iki ülke arasındaki köprüleri güçlendirdiğini belirterek tarihsel olarak var olan ilişkiler ve köprülerin liderlerin güçlü iradesiyle daha da derinleşmiş olduğunu dile getirdi.
Türk dizilerinin bölgede ve tüm dünyada kültürel anlamda etkili olduğunu ancak bilhassa Körfez’de büyük bir etkisi ve hayran kitlesi bulunduğunu aktaran Sönmez, Türk kültürü, dili ve geleneklerinin merak edilip araştırıldığını söyledi.
Sönmez, hem akademik düzeyde üniversitelerden hem de hobi olarak bireylerden araştırmaya yönelik talepler geldiğini belirterek Türk dili için Büyükelçilik olarak girişimlerde bulunduklarını ve Türk dili merkeziyle Yunus Emre Kültür Merkezi açılması için beklentileri olduğunu anlattı.
Bu ziyaret kapsamında çeşitli anlaşmalar yapılacağını ve bunlar arasında kültüre katkıda bulunan belgelerin de olacağını aktaran Sönmez, “Asıl önemli beklentimiz ticaret hacmini artırabilmek. İki ülke arasında halihazırda güzel bir rakam (yaklaşık 700 milyon dolar) olmakla beraber potansiyelin beklentinin altında kaldığını düşünüyoruz. O yüzden de ticaret hacminin gelişmesi için bu ziyaretin anlamlı bir katkısı olacaktır.” ifadelerini kullandı.
TURİZM İLİŞKİLERDEKİ EN ÖNEMLİ ALANLARDAN BİRİ
Sönmez, turizmin de iki ülke arasındaki ilişkilerde güçlü temellerden biri olduğuna işaret ederek ülkelerin ve insanların, birbirlerini ziyaret ederek tanıdığını ve iş ilişkilerine girdiğini söyledi.
İki ülke arasında hem kültür hem de sağlık turizmi bulunduğunu anlatan Sönmez, şöyle devam etti:
“Kuveyt’ten Türkiye’ye geçen yıl 400 bin civarında turist geldi. Sağlık sektörümüzle Kovid-19’dan beri tüm dünyaya ispatlanmış haklı bir şöhretimiz var. Devlet olarak bu alanda çok güzel yatırımlar yaptık, örnek projelere imza atıldı. Kuveyt’ten de diğer Orta Doğu ve Körfez ülkelerinden olduğu gibi güvenle tedavilerini olmak amacıyla ülkemize gelen sağlık turizmi alanında vatandaşlar var.”
SAVUNMA SANAYİSİ, İŞBİRLİĞİ ALANLARINDAN BİRİ
Ticaret, kültür, sosyal ve ekonomik ilişkilerin her alanda artmaya devam edeceğini söyleyen Sönmez, “Bu ziyaretle beraber iki taraftan da savunma sanayisi işbirliğimizi artırmayı amaçlıyoruz. Kuveyt, geçen yıl Bayraktar TB2 insansız hava araçlarını satın aldı. Bu bizim için bu alanda Kuveyt’le yapılmış çok önemli bir adım oldu. Eminim de devamı gelecektir çünkü haklı bir şöhreti var savunma sanayimizin, ülkemiz bu alanda çok büyük hızlı ilerlemeler kaydetti. Kuveyt de çok yakından takip ediyor bu gelişmeleri, bu konu da bu ziyarette ele alınacak.” ifadelerini kullandı.
Sönmez, yatırım alanında karşılıklı ilişkileri geliştirmek istediklerini ve ziyarette yatırım işbirliği konularının da ele alınacağını belirterek şunları kaydetti:
“Ticaret hacminin artırılması, ticaret alanlarının çeşitlendirilmesi gündemimizde. Kuveyt pek çok alanda dışardan ürün tedarik etmek zorunda olan bir ülke. Türkiye, hem güvenilirliğiyle hem ürünlerinin kalitesiyle hem firmalarının profesyonelliğiyle tercih edilen ülkelerin başında geliyor. Altyapı, inşaat şirketlerinin çoğu da Türk şirketleri. Orada yapılan şu anda büyük bir havaalanı binası var, bu binayı da Türk şirket inşa ediyor. Bu anlamda bizim firmalarımıza güvenimiz tam. Türk şirketlerinin kalitesine olan inancımız, güvenimiz tam. Daha da ilerlemek istiyoruz hala potansiyelin çok altında kalan bir ticari işbirliğimiz var. Bu rakamların artması iki tarafın da kazanarak ilerlemesi.”
Sönmez, Türkiye’nin endüstriyel kapasitesi ve bilgi birikimiyle Kuveyt’in finansal uzmanlığı birleştiği zaman güzel bir ürün ortaya çıkacağına işaret ederek iki ülkenin örnek bir ilişki modeli oluşturacağını ifade etti.
Türkiye ve Kuveyt ilişkilerinin ve bu ziyaretin bölgesel anlamda güvenlik ve istikrara katkıda bulunacağına işaret eden Sönmez, son zamanlarda özellikle İsrail’in Gazze’ye saldırıları sonrasında Orta Doğu’da tedirginlik ve huzursuzluk hakim olduğunu belirtti.
Sönmez, Türkiye ve Kuveyt’in bölgedeki etkisine ilişkin, “Bölgesinde iki önemli aktör olan Türkiye ve Kuveyt’in işbirliğini artırması aynı zamanda bölgesel ve küresel güvenlik ile istikrara da katkıda bulunacaktır.” dedi.
KUVEYTLİLER TÜRKİYE’Yİ SEVİYOR
Sönmez, Kuveytlilerin Türkiye’yi sevdiğini ve çok iyi tanıdığını belirterek yaklaşık 5-10 yıldır Kuveytlilerin tatillerini Türkiye’de geçirdiğini, bazılarının mülk sahibi olduğunu ve sadece turist olarak değil, düzenli gelerek de dost ve komşu haline geldiklerini söyledi.
Kuveytlilerin Türkiye’yi daha yakından tanıdıkça daha çok sevdiklerini aktaran Sönmez, bu halklar arasındaki muhabbetin, güçlü bağın ve sevginin diğer alanlara da yansıyor olabileceğini ve iki devleti de diğer kurumları da daha çok işbirliğine sevk edebileceğini dile getirdi.
Sönmez, Kuveytlilere dair, “(Kuveytliler) Barışçıl, siyasi kültür anlamında da sosyal yaşamdaki kültür anlamında da itidalli, konuşmadan uzlaşmadan yana. Arabuluculuk rollerini üstleniyor hem bölgede hem uluslararası siyasette. Uluslararası normlara, kanunlara, kural ve kaidelere çok hürmet eden, özellikle uluslararası organizasyonlarda, Birlemiş Milletlerde birçok konuda ortak hareket ettiğimiz, aynı sayfada durduğumuz, benzer savları savunduğumuz bir ülke. Filistin’de, Gazze’de yaşanan insanlık dramında Türkiye ve Kuveyt ilk harekete geçen, ilk seslerini yükselten, aynı zamanda yardım kampanyalarında da öncü olan ülkelerden. Kendi ülkemizle gurur duyduğumuz kadar Türkiye’nin Kuveyt Büyükelçisi olarak diyebilirim ki yakından gözlemlediğimiz kadarıyla Kuveyt de insani yardım konusunda başa baş gittiğimiz ülkelerden bir tanesi.” değerlendirmesini yaptı.
6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde ilk yardıma koşan dost ülkelerden birinin Kuveyt olduğunu aktaran Sönmez, kendisinin de Kuveyt Sosyal Hizmetler Bakanı ile birlikte askeri yardım uçağıyla deprem bölgesine giderek yerinde gözlem yapabilme imkanı bulduğunu söyledi.
Sönmez, Kuveyt’in o dönemde ciddi miktarda maddi yardım da yaptığını hatırlatarak “Zor zamanda birbirinin yanında olan iki ülke Kuveyt ve Türkiye. Umarım güzel işbirliğimiz hiç bozulmaz ve artarak devam eder.” dedi.
“BARIŞ LİMANI KUVEYT”
Kuveyt’in bölgesinde bir barış limanı olarak bilindiğinin altını çizen Sönmez, kendi yakın tarihinde işgal gibi acı olaylar yaşadıklarını ve hala bu acının taze olduğunu söyledi.
Sönmez, o nedenle Kuveyt’in, siyaseten çok hassas hareket ettiğine işaret ederek uluslararası hukukun ve uluslararası ittifakın gücüne inanan bir ülke olduğunu vurguladı.
Kuveyt’in insan hakları, Müslüman karşıtlığıyla (İslamofobi) mücadele ve sosyal adalet gibi birçok konuda Türkiye’nin ittifak halinde olduğu, uluslararası organizasyonlarda, BM’de oydaş olduğu bir ülke olarak nitelendirilebileceğini kaydeden Sönmez, sözlerini şöyle tamamladı:
“(Kuveyt) Türkiye ile de şu ana kadar muazzam derecede olumlu seyreden bir ilişkisi var. Elbette başta ticaret ve karşılıklı yatırımlar olmak üzere işbirliğimizi ilerletebileceğimiz, gerçek potansiyelimizi hayata geçirebileceğimiz birçok alan bulunmakta. Bölgesel bağlamda ise maruz kaldığımız yeni sınamalar karşısında barış ve istikrar noktasında ortak vizyona sahip ülkelerimiz arasındaki dostluk bağını güçlendirmemiz büyük önem taşımakta. Kuveyt ile Türkiye arasındaki bu örnek ilişkinin pek çok ülkeye de bir rol model teşkil edeceği kanaatindeyim.”