Karar Gazetesi’nde yer alan haber şu şekilde:
“Kur korumasıyla, bir gecede fırlayan dövizle, vergi aflarıyla dar bir zümre servetine servet katarken ekonomi ağır krize sürüklendi. Hatalı politikalarla süreç çıkmaza girince de hükümet yükü milletin omzuna bırakmak için akla hayale gelmeyecek formüllere sarıldı. Kuryenin bahşişine vergi, engelli aracına kısıtlama gibi ‘icatlar’ dar gelirlinin cebini hedef alırken yangında ceplerini dolduranlar elini taşın altına koymadı.
KİRAYA PEŞİN VERGİ, YURT DIŞI HARCINA 20 KAT ZAM, ENGELLİ ARACINA KISITLAMA
Ekonomideki kriz tablosu karşısında hükümetin kaynak arayışı devam ederken içeride de baklavacıdan, esnafın IBAN’ına kadar vergi gelirini artıracak denetimler devreye sokuldu. Hazine Bakanlığı’nın hazırladığı yeni pakette de tartışma yaratacak düzenlemeler yansıdı. Yurt dışı çıkış harcına 20 kat zam, kirada verginin peşin alınacağına dönük iddialar tepki çekti. Engelli aracına kısıtlama ve motokuryelere vergi başlıkları da ‘Krizin faturası vatandaşa kesilecek’ yorumlarına yol açtı.
‘SERVET BİLDİRİMİYLE HEM GELİR SAĞLANIR HEM TEPKİ ÇEKEN İŞLERE GEREK KALMAZ’
Ekonomi Bakanı, vatandaşa sabır telkin ederken aranan kaynağın garantili projelerde, holdinglere sağlanan milyonluk vergi aflarında olduğu hatırlatıldı. Muhalefet temsilcileri “Deli Dumrul paketiyle hedeflenen para şirketlerin silinen vergilerinin yanında devede kulak” tepkisini gösterdi. Ekonomist Mahfi Eğilmez de yanlış politikaların faturasının yürütenlere değil vatandaşa çıktığına dikkat çekti. “Servet incelemesi sağlanırsa ciddi tahsilat sağlanır ve bu düzenlemelere gerek kalmaz” dedi.
ACI REÇETENİN TEK SAHİBİ VATANDAŞ OLDU
Türkiye ekonomisinde uygulanan yanlış politikaların acısını bugün vatandaş çekiyor. Eski ekonomi yönetimi TL’yi adım adım krize sürükleyen yanlış politikalarda geri adım atmayarak içerideki yangını her geçen gün körükledi. 50 yıl önce uygulanmış ve ders alınmamış politikalar denendi. Rezervler yakıldı ama yine de TL krizinin önüne geçilemedi. Şimdi ise yeni yönetim acı faturayı vatandaşa kesti. Reçeteyi yanlış kesen doktora dokunulmadı. Bir gecede zengin olanların vergi borcu silindi. Vatandaşa da ek vergi geldi.
Hükümet’in geçmişte uyguladığı yanlış ekonomi politikalarının acısı bugün çıkıyor. Bilim ve akıl dışı uygulamalarla Türkiye’yi adım adım TL krizine yönlendiren uygulamalardan şimdi geri dönülmeye çalışılıyor. Kurda yaşanan sert artışa karşı yakılan döviz rezervlerinden, 50 yıl önce uygulanmış fakat sonu zarardan başka bir şey yazmamış kur korumalı mevduat sistemi derken bugün TL belki de en değersiz dönemlerinden birini yaşıyor. Dövizin bir gecede zirve yapması, sert inişler ve çıkışlarla birlikte, bir gecede servetine servet katanlara karşın enkaz yine vatandaşın üzerine kaldı. Türkiye’de seçim öncesinde ekonomi yönetiminin aldığı akıl ve bilim dışı kararlara karşı bugün Mehmet Şimşek yönetimi doğru bilinen politikalara yönelmeye çalışıyor. Acı reçetenin en baştan beri kesileceğini her defasında mesajını veren Şimşek, bunu vatandaşa kesiyor. Getirilen yeni ek vergilerle birlikte zaten geçim derdinde olan vatandaşa maliyet üzerine maliyet çıkartılırken, deyim yerindeyse reçeteyi yanlış kesen doktora hiçbir yaptırım uygulanmıyor. Bu kriz döneminde servetlerine servet katan zenginlerin vergileri siliniyor. Ama vatandaşa vergi çıkıyor. Yeni ekonomi yönetiminin tasarruf adı altında aldığı kararlardan da sadece kırtasiye ve çalışanların servisi çıkarken, şimdi de kuryelere yeni vergi taslağı üzerinde çalışmalar yapılıyor. Yurt dışı harcına 10 kat zam geliyor. ÖTV muaf satışlara yeni düzenlemeler gerçekleşiyor. Acı reçete tam olarak vatandaşlara uygulanmaya devam ediyor. Gündemdeki bu konuyu kaleme alan ekonomist Mahfi Eğilmez, son 3 yılda uygulanan ekonomi politikasının yanlış olduğunu vurgulayarak, bunun faturasının onları yürütenlere değil, vatandaşa çıktığını belirtti. Bahşişlerin vergilendirilmesi, yurt dışı çıkış harcının artırılması gibi düzenlemeleri “yanlış” olarak değerlendiren Dr. Eğilmez, servet incelemesi yetkisi veren bir yasa ile Türkiye’nin kara para, vergi dışı ve kayıt dışı işlemler cenneti olmaktan kurtarılacağını savundu.”
Karar gazetesinin manşeti şöyle: