ABD’li astronotun uzayda gördüğü gizemli “ateşböceklerinin” sırrı neydi?

İnsanlığın uzaya ilk adım attığı yıllarda, büyük bir heyecanla birlikte birçok bilinmezliğe doğru yol alındı. Dünya atmosferinin ötesine geçmenin, daha önce hiç karşılaşılmamış olayları da beraberinde getireceği zaten tahmin ediliyordu. Ve gerçekten de bu tahminler boşa çıkmadı.

Apollo programı dönemine kadar uzanan dikkat çekici bir olay, uzaya çıkan birçok astronotun rapor ettiği gizemli ışık parlamalarıydı. 59 astronotla yapılan bir ankette, 47’si uzay görevleri sırasında bu parlamaları gördüğünü belirtti. Bu ışıklar genellikle uykudan önce fark ediliyor, bazı durumlarda ise uykuyu dahi bölüyordu.

Astronotların tanımına göre, bu ışıklar çoğunlukla beyaz renkteydi ve uzun, çizgi şeklinde bir yapıya sahipti. Yatay veya çapraz bir doğrultuda hareket ediyorlar, ancak hiçbir zaman dikey olarak görünmüyorlardı.

Parlamaların kaynağı uzun süre belirsiz kaldı. Bilim insanları bu ışıkların, astronotların göz kürelerinden geçen kozmik ışınlardan kaynaklandığını düşündü. Ancak bu teoriyi sınamak amacıyla Apollo 16 ve 17 görevlerinde NASA, astronotlara “Apollo Light Flash Moving Emulsion Detector (ALFMED)” adında özel bir algılayıcı taktı.

Deneyin açıklamalarında, parlamaların karanlıkta, göz açık ya da kapalıyken görülebildiği ve bunları görebilmek için karanlığa alışık olmanın gerekmediği ifade edildi. Bu da, ışıkların sadece Cherenkov ışıması gibi zayıf parlamalarla açıklanamayacağını gösteriyordu. Araştırmacılar, bazı ışıkların kozmik ışınların doğrudan retinayla etkileşime girerek iyonlaşmaya yol açmasından kaynaklandığı ihtimali üzerinde durdu.

John Glenn ve “Ateşböcekleri” olayı

Uzayda karşılaşılan gizemlerden biri de, ABD’li astronot John Glenn’in yaşadığı olağanüstü bir gözlemdi. 20 Şubat 1962’de Glenn, Friendship 7 adlı Mercury kapsülüyle uzaya fırlatıldığında, yalnızca yörüngeye çıkan ilk Amerikalı olmakla kalmadı, aynı zamanda tarihe geçen bir olaya da tanıklık etti.

Yörüngedeki ilk turu sırasında Glenn, penceresinin dışında parlayan çok sayıda küçük parçacık gördüğünü bildirdi. Onları şu sözlerle tarif etti: “Bunlar, ışıldayan küçük yıldızlar gibi. Bir araya gelmiş binlerce minik parça gibiler. Dönüyorlar, kapsülün çevresinde süzülüyorlar ve camın hemen önünden geçiyorlar.

Bu olağandışı manzara, NASA yetkililerini de endişelendirdi. İlk akla gelen ihtimal, bu parçacıkların kapsüle çarpabileceğiydi. Ancak Glenn, hiçbir çarpma sesi duymadığını ve bu parçaların oldukça yavaş hareket ettiğini söyledi. Kapsül ile aralarındaki hız farkı oldukça düşüktü; saatte yalnızca 10 kilometre civarındaydı.

İlginç bir şekilde, bu “ateşböcekleri” yalnızca Güneş battıktan sonra görünüyordu. Güneş yeniden doğduğunda ise büyük çoğunluğu ortadan kayboluyordu.

O dönem için oldukça gizemli olan bu olay, birkaç ay sonra başka bir astronotun yaşadığı benzer deneyim sayesinde açıklığa kavuştu. Aynı yıl, Scott Carpenter da yörüngede benzer ışıldayan parçacıklar gördüğünü rapor etti. NASA, yaptığı incelemelerin ardından bu cisimlerin, kapsülün dış yüzeyinden ayrılan küçük buz parçacıkları olduğunu belirledi. Bu parçacıklar, Güneş ışığıyla belirli açılarda karşılaştıklarında parlıyor, böylece Glenn’in gördüğü manzara ortaya çıkıyordu.

John Glenn, bu göreviyle birlikte uzaya çıkan üçüncü Amerikalı ve Dünya yörüngesine oturan ilk insan oldu. Ancak onu asıl özel kılan şey, bu olağandışı olaya tanıklık eden ilk kişi olmasıydı. Her ne kadar başlangıçta açıklanamayan bir gizemle karşı karşıya kalmış olsa da, Glenn’in deneyimi uzay araştırmalarının ne denli sürprizlerle dolu olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Related Posts

Otomotiv devi 2023-2025 model 103 bin aracını geri çağırdı

Otomotiv sektörünün önde gelen markalarından Ford, 103 bin aracını ABD’de geri aks cıvatası nedeniyle geri çağırdı.

İkinci el araçlarda en çok satılan model açıklandı: İlana konulduğu gibi satılıyor

İkinci el araç almak isteyenlerin gözde modeli belli oldu. İlana konulduğu gibi satılıyorken değerinde de çok fazla kayıp olmadığı açıklandı. İşte ikinci el araçlarda en gözde model…

100 yaşına kadar sağlıklı yaşamanın sırrı keşfedildi

Yeni yapılan bir araştırma, 100 yaşına kadar sağlıklı bir yaşam süren kişilerin, “süper insan” yeteneklerine sahip olduğunu ortaya koydu. İsveç’teki iki büyük yaşlılar araştırması, centenarianların (100 yaşına ulaşan kişiler) daha az hastalık geliştirdiğini, hastalıkları daha yavaş bir şekilde biriktirdiğini ve çoğu zaman en ölümcül yaşa bağlı hastalıklardan kaçındıklarını gösterdi.

Dünya’ya göktaşı çarpması, size yıldırım çarpmasından daha yüksek ihtimal!

Yeni bir araştırma, büyük bir göktaşının Dünya’ya çarpma olasılığının, insan ömrü içinde yıldırım çarpmasından biraz daha yüksek olduğunu ortaya koydu.

ASUS’un yeni nesil oyun masaüstü bilgisayarı TUF Gaming T500 Türkiye’de

ASUS, kısa süre önce tanıttığı yeni nesil kompakt oyun masaüstü bilgisayarı TUF Gaming T500’ü Türkiye pazarında satışa sundu.

Dijital diriliş: Yapay zeka ile ölüler geri dönüyor

Yapay zeka ile oluşturulan ve hayatını kaybedenleri geri getiren “ölü botlar” giderek yaygınlaşıyor. Uzmanlar, bu teknolojinin yas sürecini değiştirebileceğini belirtiyor.